Cumartesi, Ekim 07, 2017

Sosyal Medya


İnsanların sosyal medyayı kullanma biçimleri benzeşmek durumunda değil. Kendimizden yola çıkarak etrafımızdaki insanları doğru ya da uygunsuz bulma hakkımız yok. Ama niye böyle, nereye gidiyoruz falan demenin de manası yok. Hatiplikten, goygoydan ve pozdan öteye gidemeyiz. İçindeyiz, yaşıyoruz.

Soran olduğunda sosyal medyada "yaşamıyorum" diyorum, özel olarak yaptığım tek şey, aşağı yukarı her gün bloguma kısa bir yazı yazmak, ki günlük havasında deneme yazmayı bir alışkanlık olarak 16 yaşımdan beri sürdürüyorum. Yaptığım işleri ve blog yazılarımı twitter ve facebook hesaplarımdan paylaşıyorum. Sadece o kadar. Oralarda çok zorunlu olmadıkça kimseyle diyaloğa girmiyorum. Ailemi, özel hayatımı, örneğin çocuğumu oralarda göstermiyorum.

Ama ne desem ıvır kıvır, ben de buradayım, kendimi tanıtıyor, savunuyor ve sakınıyorum.  Üstelik bir tarafıyla ne yapsak boş, sakınmak ve adam akıllı mesafe kurmak mümkün değil.

Eski bir öğrencimiz, Funda'yı görmüş, konuşurlarken biraz çekinerek bizim boşanıp boşanmadığımızı sormuş. İnsanlar boşanabilir, dışarıdan bakan başkaları da uzun süren bir ilişki halen sürüyor mu diye merak edebilir, olabilir bunlar, böyle bir sorunun sorulması şaşırtıcı değil. Öğrencimizin boşandığımızı düşünmesinin sebebi sosyal medyada birlikte resim paylaşmıyor olmamız imiş. İşte bu çıkarım, biraz tatsız.

Geçtiğimiz günlerde bir yazar beni arayarak, o anda hiç anlamadığım bir şeyler sordu ve "bir numaradan tt olmuş" bir ifşayı bilmiyor olmama şaşırdığını ekleyerek  "ben Levent Cantek'le mi konuşuyorum" dedi, nasıl olur da bilmem, nasıl olur da olup bitenleri duymam anlamında "teotora" yaptı bana. Onun için çok önemli bir şeyi benim bilmiyor olmam, istediği ölçüde konuşmuyor olmam onu afallattı.

Daha fenası oldu, KHK ile işten atılan bir yazar arkadaşımıza benim yardım etmediğim iddia edilmiş,  neyse ki bunu o arkadaşımıza söylemişler de o da sağolsun tane tane anlatmış. Çıkış noktaları yine sosyal medyaymış, bilemezlermiş, orada bir şey söylemiyormuşum çünkü.

Tek tek cevap vermek de saçma, söyleyip geçiliyor çünkü. Yaşadığımız hayat, yaptığım iş, insanların şehvetle "hata" konuşmaları cevap verilebilecek meseleleri hiç eksiltmeyecek.

Biliyorum ki kimisine yetişemeyeceğim. Biliyorum ki kimse yetişemeyecek. Bu garip iklimde hep birlikte yaşayıp gideceğiz.

1 yorum:

Alev dedi ki...

Benim düşünceme göre sosyal medya olmasa da böyle düşünceler oluyor insanlarda nasıl ki evlendin mi boşandın mı bir çocuğun mu var ikincisi ne oldu büssürü kafa bunaltıcı sorular bunlar sadece sosyal medya biraz daha kolaylaştırdı o kadar :)

Related Posts with Thumbnails