Çarşamba, Eylül 27, 2017

Selamün Aleyküm


Kadri Gürsel, eşiyle hasret ve sevinçle öpüşmüş. Ne var bunda, hem bize ne denmiyor da siyasî bir itişme olduğundan, hak hukuk değil de hayat tarzı tartışıldığından uzun uzadıya cevap yetiştiriliyor.

Genellikle sağcılar, ekseriyetle ahlakçılar öpüşmeyi, öpüşenleri eleştirir, suçlar, küfreder, yaftalarlar. Sadece bizde değil, hemen her kültürde benzer nitelikli suçlamalar yapılır. Bizde öpüşenlere Kemalist filan diyen, sapla samanı karıştıran salaklar var ama söylenenler benzersiz ve bize özgü filan değil.

Dudaktan öpüşme, hemen her kültüre Hollywood aracılığıyla girmiş, veya o vesileyle yaygınlık ve görünürlük kazanmış, normalleşmiştir. Arzu, hem bastırılır hem de sürekli açığa çıkmak ister ve bu mesele, aktüel değil, ezelidir.

Hani "Anadolu'da böyle bir şey yoktur" filan diyerek öpüşenleri yerli olmamakla itham ediyorlar ya... Tek tek örnekler sıralamanın, vardı da yoktu da ispatına girmenin bir manası yok. Anadolu, sanıyorum gelenekle özdeşleştiriliyor, oysa bu toprak çok büyük ve farklı kültürlerden besleniyor, tek bir gelenekten söz etmek, gündelik hayatta gelenek olarak sahiplenilen davranışların, söz ve eylemlerin ne zamandan beri yürürlükte olduğunu tespit edebilmek inanın her zaman mümkün değil. Gelenek denilen şey çok da tarif edilebilir şey değil demek istiyorum. Anadolu, çok açık biçimde İstanbul'un etkisi altında örneğin. Her yer İstanbul'a benzemeye çalışıyor. İstanbul diyelim ki Berlin'e, Berlin Paris'e, Paris New York'a gıpta ediyor. Gelenekler, milliyetçilikler kadar yerel aidiyetlerden besleniyor. Her yerde televizyon var ve her yerde artık internet. Zamana uyamayan her gelenek unutuluyor ya da yeniden icad ediliyor.

İki örnek vereceğim, dostlarımızla karşılaştığımızda tokalaşıyor ve yanaktan öpüşüyoruz diyelim. Kaç yıldır yapıyoruz bunu? Biriyle karşılaştığımızda, bir yere girdiğimizde selamlaşmak için "Selamün aleyküm" diyoruz, ya bunu kaç yıldır yapıyoruz?...

İddia sayabilirsiniz, ilkinin ömrü 60 ikincisinin 50 yıl olabilir. Öncesi bence yok, varsa bile gündelik hayatın içinde bu denli güçlü değil, gelenek hiç değil.

"Selamün aleyküm"siyasi İslamın ve İslamcıların kendini ve hayat tarzını göstermek için kullandığı bir vurgu iken bugün gelenekle özdeşleştiriliyor. Gelenek zaten böyle bir şeydir, hemen her türlü siyasi hassasiyet kendini gelenekle özdeşleştirmeye çalışır, bunun mücadelesini veriri. Gündelik hayatın sıradanlığı içinde biz de alışır gideriz.

Eskiden "hayırlı sabahlar, akşamlar, hayırlı işler" denirdi, böyle denmezdi diyorum.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails