Cuma, Temmuz 18, 2014

Tiki-Taka Biter mi Issız Acun Kalır mı?


Dünya Kupası hakkında yazmadım, aslında yıllar var ki futbola dair bir şey yazmıyorum. Daha da ileri gideyim, çevremdekilerle futbol hakkında da pek konuşmuyorum. Bu süreç galiba önce iş yoğunluğundan oldu, bir kaç iş  yaptığım için futbol muhabbetine vakit ayıramaz oldum. Sonra futbolun bütün hayatımı etkilemesinden rahatsız olduğumu fark ettim. Beşiktaş'ın maçını beklemek, streslenmek, yenilince üzülmek, aklı başında adamın çok vaktini alıyor dedim ve kendimi terapi etmeye başladım. Yılların alışkanlığı kolay değişmiyor ama ufak ufak ilgimi azaltmaya başladım.

Sonra oğlum Tuna, bir futbol delisi oldu, futbola dair her şeye yoğun ilgi gösterir, her gördüğü maçı izler oldu. Dünya Kupası yaklaşınca sürekli bunu konuşmaya başladı. Geç saatlerdeki maçlar için salonda uyumaya başladı vs Mutlaka izlerdim ama Tuna'nın  iştahıyla çok az maç kaçırdım...

Bu turnuvayı beğendim. Orta sahanın bu kadar hızlı geçildiği çok az turnuva hatırlıyorum, çok gol pozisyonu vardı. İster istemez kaleciler çok öne çıktılar. Çok kurtaran kaleci vardı ama Neuer gibisi yoktu. Aksiyon oyuncusu, özgüven gösterisiydi, ayağıyla bu kadar güzel pas atan, diskçiler gibi topu eliyle uçuran istisna kalecilerden...

Latin futbolu denilen şeyin berhava olduğuna, geçmişte kaldığına kanaat getirdim. Arjantin, Batı Almanya ile İtalya arası kırma bir futbol oynuyordu. Messi olmasa niye seyredeyim ben bu takımı dedirtiyordu. Öyle bir taktikle oynadılar ki sanırım asla ve kat'a kontraatak yiyemezlerdi. Yeseler utanacak, oturup ağlayacaklardı sanki...Kosta Rika dışında Latinlerin anca esintisi vardı...

Almanlara "panzerler" derler, birisi oturup faulleri saysın, en temiz topu onlar oynadılar. Bana yıllar öncesinin Hollanda'sını hatırlattılar. Hayatımda ilk kez Almanları tuttum, buna ben bile şaşırdım. Yılların husumetiyle bakardım onlara. Finalde Arjantin'de o kadar çok Brehme ve Matthaus vardı ki...Schweinsteiger'in dayak yemesine kıkır kıkır güldüm...

Hollanda demişken, Hollanda, eski Almanya gibi oynuyor uzun zamandır. Van Gaal bana daima Alman gelmiştir zaten...United için üzülüyorum, seçilebilecek en yanlış adamı seçtiler. 

Bu turnuva, bana öyle geliyor ki en çok ön liberoların tahtını salladı.. Almanya iki stoper dışında neredeyse tamamı orta saha oyuncusu olan bir takımdan oluşuyordu, çok gariptiler. Orta saha bu hızla geçilecekse ön liberolar stoperlere devşirelecekler...Kaleciler, üçüncü stoper gibi maça dahil olacaklar. 3-5-2'yi hatırlatıyor ama başka bir şey oynandı...Liglere nasıl yansıyacak, bence ön liberoları değiştirecek öncelikle...Daha büyük bir değişiklik beklemiyorum.

Tiki-taka biter mi? Sanmıyorum, Almanya'da 7 tane Bayern oyuncusu vardı. Çok açık değil mi? Biçim değiştirmiş bir tiki taka, gençleşmiş, Almanlaşmış, açılıp saçılmış bir tiki-taka belki de...

Soruyla bitiriyorum, Mesut gibi bir oyuncu, Brehme'li Almanya'da oynayabilir miydi? Bence hayır, net söylüyorum, çocuğu döverlerdi...Bir top hediye edip, en yakın durakta otobüsten indirirlerdi, eve bile bırakmazlardı...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails